Yazılara Abone Ol Yorumlara Abone Ol
http://idealkilo-zayiflamak.blogspot.com

Dr.Mehmet Öz'ün Kızı Nasıl Zayıfladı?

Defne Öz çok kilolu bir çocuk ve genç kız olduğunu , nasıl 90 kiloyken birden 20 kilo zayıfladığını anlattı.Babası ve dedesi çok ünlü birer doktor ve sağlıklı yaşam uzmanı olduğu halde nasıl kilolu bir çocukluk geçirdi? Nasıl kilo verdi? Hangi diyeti uyguladı? ...

Ekmek Yiyerek Zayıflanır (mı)!!!

Ekmek Diyeti3 günde 2 kiloya kadar vermek isteyenler için tek gıda diyeti :Hedef: 3 günde 1.5-2 kilo.Günlük Kalori: 900 Kcal Diyetimde belli bir noktaya gelip dayandım ve malesef tartılar artık bir gram bile oynamıyor. Konuyla ilgili görüş aldığım diyet uzmanları böyle durumlarda, ...

16 ayda 51 kiloyu nasıl verdi?

İlayda Güneş başarı hikayesini anlattı :Fazla kilolarından kurtulmak için doktor doktor gezmeden kendini motive ederek 16 ayda 51 kilo verdi. Bunu nasıl başardığını anlatan İlayda, henüz 31 yaşında... Çocukluğunda çok zayıfken, ...
CahayaBiru.com


TEMEL CİMNASTİK DURUŞLARI

1. Kapalı ayakta duruş : Bacaklar bitişik, kollar yanlarda gövdeye paralel, baş ve gövde dik olarak yapılan duruş.
2. Bacaklar açık ayakta duruş : Ayaklar omuz genişliğinde açık, kollar
yanda gövdeye paralel, baş ve gövde dik olarak yapılan duruş. Aynı duruş adım alınarak da uygulanır. Vücut ağırlığı her iki ayakta eşittir.Vücut ağırlığı öndeki ayağa aktarılıp gövde hafif öne eğilerek koşu duruşluna geçilir.


3. Çömelik duruş : Baş ve gövde dik vücut ağırlığı ayak uçlarında çömelme hareketidir. Bu duruşta kalça ve topuklar bitişik kollar gövdeye paraleldir.
4. Dört ayak duruşu : Çömelik duruşta eller omuz hizasında avuç, içi yere
dayanır . Dizler kolların arasında yer alır.
5. Diz üstü duruş : Bacaklar dizlerden bükülü alt bacak ayak bilekleri
gergin olarak yere dayalıdır. Buna bağlı üst bacak ve gövde dik kollar yanlarda gövdeye paraleldir.
6. a) Diz üstü oturuş Diz üstü duruştayken arkaya topuklar üzerine oturuş
şeklidir.
b) Yan oturuş : Diz üstü oturuştayken yana duruş şeklidir.
7. Bank duruşu :Diz üstü duruştan kollar önde yere dayanır. Üst bacak ve
kollar yere dik birbirine paraleldir.
Ters bank duruşu : Bank duruşunun tersidir. Sırt yere göğüs yukarı dönüktür. Kollar ve alt bacaklar birbirine paralel yere dik ayak ve avuç içleri yere dayalıdır. Baş arkada dayalıdır.
8. Cephe duruşu : Banka duruşunda bacaklar arkaya gergin uzatılarak ayak uçları yere dayanır. Kollar yere dik vücut baştan ayak uçlarına kadar gergindir.
Ters cephe duruşu cephe duruşunun tersidir.
Cephe duruşunun vücudun önü yukarıya, arkasının yere dönük olma durumuna ters cephe duruşu denir. Ayak bilekleri gergin, topuklar yerde ayakların doğrultusunda yere dayalıdır.
Yan cephe duruşu : Cephe durumunun yan olarak tek kol ve tek ayağın dış yüzüne dayanılarak yapılmasıdır.
9. Uzun oturuş : Gövde dik, kalça yanda bacaklar öne gergin olarak uzatılır kollar yanlarda gövdeye paraleldir.
Açık bacak uzun oturuş : Uzun oturuşta bacaklar yanlara “V” şeklinde açılır.
Engel oturuşu : Uzun oturuşta bir bacağın dizden bükülerek arkaya alınmasıdır.
10. Bacaklar bükülü oturuş : Uzun oturuşta her iki bacağın dizlerden bükülerek tabanların yere dayanmasıdır.
11. Çakı duruşu : Uzun oturuşta ve bacaklar bükülü oturuşta; bacakların gergin olarak 45° yukarıya kaldırılmasıdır. Kollar dirseklerden hafif bükülü eller kalça yanında yere dayalı veya yanlardan omuz hizasında açıktır. Dayanak yüzeyi sadece kalçadır.
12. Bağdaş oturuş : Açık bacak uzun oturuşta bacakların dizlerden bükülerek önde çaprazlanmasıdır. Gövde dik kollarda yanlarda serbesttir.
13. Sırt üstü yatış : Bacaklar bitişik ve gergin gövde sırt üstü yatar durumdadır. Kollar gövdenin iki yanında gergin avuçlar yerdedir.
14. Yüz üstü yatış : Dayanarak yüzeyi vücudun ön yüzü alınarak yapılan yatıştır. Kollar dirseklerden bükülü, eller üst üste konularak çene altına yerleştirilir.
15. Yan yatış : Sağa ve sola olmak üzere dayanarak yüzeyi gövdenin yanı ile gergin bulunan bacaklardır. Yatış yönünün kolu yan yukarı uzatılmış ve baş altına destek olarak konmuştur. Aksi kol gövdenin yanında gergin olarak uzatılmıştır.
16. Mum duruşu : Sırt üstü yatışta ellerle gövde yanlardan kavranır. Bacaklar gergin olarak yukarı kaldırırken dirseklere dayanarak ağırlığı omuza aktarılır. Dayanarak yüzeyi omuzlar ve üst koldur. Vücut ayak uçlarına kadar gergin ve yere diktir.
17. Hamle duruşu : Küçük adımla yapılan hamle hareketine basit hamle büyük adımla yapılana derin hamle denir. Basit hamlede her iki ayak tabanı yerde derin hamlede gergin bacağın ayak ucu yerdedir.
HAMLE DURUŞLARI
a) Öne hamle duruşu : Öne bir adım alınırken bacak dizden bükülür. Gövde arkadaki gergin bacağın doğrultusunda olup, ağırlık öndeki bükülü bacak üzerindedir. Kollar yanda serbest durumdadır.
b) Yana hamle : Öne hamlenin yana adım ile sağa ve sola uygulanışıdır. Ayak ucu ve diz adım alınan yönü gösterir. Gövde ve gergin bacak ayağı karşıya dönüktür.
c) Geriye hamle : Geriye adım alınarak uygulanır. Vücut ağırlığı arka bacak üzerinde olup öne uzatılan bacak gergindir.
Hamle ayağında topuk yerden kaldırılmayacaktır.
d) İleri hamle : Adımların 45 ° ileri sağ ve sol yönlere alınması ile yapılan hamledir. Ayakucu ve diz adım yönünü gösterir.
Hamlelerde adım küçük olursa basit hamle, büyük olursa derin hamle denir.
18 .Planör duruşu : Vücut ayak ağırlığı tek bacak üzerindedir. Diğer bacak gergin olarak yukarıya kaldırılır. Kollar omuz hizasında yanlarda açık gövde ile beraber yere paraleledir.
19. Kartal duruşu : Bacaklar açık ayakta duruşta gövde öne bükülerek yere paralele durumuna getirilir. Kollar omuz hizasında açık ve gergin yere paraleldir.
kapal  bacak duru u temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI a  k bacak duru u temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI

1-KAPALI BACAK DURUŞU                       2-AÇIK BACAK DURUŞU
 ne basit hamle temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI  ne derin hamle temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
3-ÖNE BASİT HAMLE                             4-ÖNE DERİN HAMLE
yana basit hamle temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI yana derin hamle temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
5-YANA BASİT HAMLE                       6-YANA DERİN HAMLE
geriye hamle temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI ileri hamle temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
7-GERİYE HAMLE                                     8-İLERİ HAMLE
  melik duru  temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI d rt ayak duru  temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
9-ÇÖMELİK DURUŞ                             10-DÖRT AYAK DURUŞU
diz  st  duru  temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI tek diz  st  duru  temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
11-DİZ ÜSTÜ DURUŞ                             12-TEK DİZ ÜSTÜ DURUŞ

diz  st  oturu  temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI yan oturu  temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
13-DİZ ÜSTÜ OTURUŞ                                14-YAN OTURUŞ
bank duru u temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI ters bank duru u temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
15-BANK DURUŞU                                  16-TERS BANK DURUŞU

cephe duru u temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI ters cephe duru u temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
17-CEPHE DURUŞU                              18-TERS CEPHE DURUŞU
yan cephe duru u temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI uzun bacak oturu  temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
19-YAN CEPHE DURUŞU                          20-UZUN BACAK OTURUŞ
engel bacak oturu  temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI a  k bacak oturu  temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
21-ENGEL BACAK OTURUŞ                          22-AÇIK BACAK OTURUŞ

sporcu oturu u temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI bacak b k l  oturu  temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
23-SPORCU OTURUŞU                           24-BACAK BÜKÜLÜ OTURUŞ
k yl  oturu u temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI d z s rt duru u temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
25-KÖYLÜ OTURUŞU                               26-DÜZ SIRT DURUŞU
 ak  duru u temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI plan r duru u temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
27-ÇAKI DURUŞU                                     28-PLANÖR DURUŞU
kartal duru u temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI elba  dengesi temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
29-KARTAL DURUŞU                               30-EL BAŞ DENGESİ
mum duru u temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI yard ml  el dengesine ba lama temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
31-MUM DURUŞU                        32-YARDIMLI EL DENGESİNE BAŞLAMA
yard ml  el dengesi temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI el dengesi temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
33-YARDIMLI EL DENGESİ                            34-EL DENGESİ



y z  st  yat   temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI s rt  st  yat   temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI
35-YÜZ ÜSTÜ YATIŞ POZİSYONU           36-SIRT ÜSTÜ YATIŞ POZİSYONU
k   k k pr  temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI k pr  temel cimnastik duruşları JİMNASTİK DURUŞLARI


37-KÜÇÜK KÖPRÜ                                                       38-KÖPRÜ

Tıp dilinde taşikardi olarak bilinen Kalbin Hızlı atması rahatsızlığı kalp atışının yaş aralığına göre çok fazla  olmasıdır. Yaş aralıklarına göre olması gereken  kalp atış hızları şu şekildedir;


0 - 1 yaşlarda; 60 saniyede 120-140
1 - 3 yaşlarda; 60 saniyede 90-120
3 - 7 yaşlarda; 60 saniyede 90- 100
7 - 20 yaşlada;60 saniyede  80 - 90
20 yaşından sonra; 60 saniyede 60-80


Olması gereken kalp atış sayısının bir fazlası kalp atışının hızlı olduğunu gösterir. Yani kişide Taşikardi vardır. Taşikardi görülen kişilerde kalp hastalığı, böbrek hastalıkları görülebilir bu nedenle doktora gitmekte yarar vardır.

Kalp hastalıklarına tanı koyulması için bazı testler vardır bunlar ;

Elektrokardiyogram ( EKG ) : Diğer Adı kalp şeridi dir. EKG Testi ile ,

Koroner arter hastalıklarına , kalp krizi ne , Ritim bozukluklarına , kalp kası kalınlaşmalarına,kardiyomiyopatilere,ve bazı kalp hastalıklarına tanı koyulabilir ancak tek başına EKG testi sonuç vermeyebilir. Bu nedenle doktor hastanın ifadesini dinleyerek bir karar verir.  Ve ileri derece kardiyak testler yapabilir.

Kalp ve damar Hastalıklarına tanı koymak için yapılan diğer kalp testleri şunlardır ;

1-) Efor Testi: Efor testi Hastalar doktor refakatinde koşu bandı üstünde en alt seviyeden başlayarak ve kademe kademe artarak koşturulup hasta kişinin Kalp atış  hızının hedef seviyeye ulaştırılmasıdır . Efor Testi uygulanırken aynı anda hastanın EKG verileri bilgisayar aracılığıyla kaydedilir bununla birlikte nabız ve kan basıncındaki değişiklikler kaydedilir hastada nefes darlığı, kalp ve göğüs ağrısı gibi sorunlar şikayetler varmı öğrenilir . Sadece EKG nin ortaya çıkaramadığı bazı kalp rahatsızlıklarını Efor testi ortaya çıkarabilir.
Efor testi sayesinde hastalarda Taşikardi , kalp damarlarında darlık  varmı ve varsa hastalığın seviyesinin bulunmasına yardımcı olur. Daha önce kalp krizi geçirmiş hastalarda tekrar kalp krizi geçirme olasılığını belirlemek için kullanılabilir efor testi. Ayrıca fazla efor sarfettikçe tansiyon ne derece artıyor kontrol edilebilir efor testi ile. Kişi Fazla efor harcadığında Ritim bozuklukları görülüyorsa buna tanı konulabilir efor testi ile. Efor Testi sayesinde kalp ve göğüs ağrılarının kalpten kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilmesinde önemli bir rol oynar. Efor testi ile bir çok kalp hastalığına tanı koyulabilir. Ancak başarı oran yüzde seksen civarındadır.

2-) Ekokardiyografi Testi:

Kalp için yapılan ultrason testine Ekokardiyografi denir. Kısa adıyla Eko yada kalp ekosu olarak da ifade edilebilmektedir. Ekokardiyografi testi ile kalp ve kalp hastalıkları hakkında önemli bilgiler edinilebilir ve Ekokardiyografi testi  oldukça hızlı bir testtir.
Eko testi ile tanı koyulabilecek hastalıklar ;

Kalp kapakçığı hastalıklar ( romatizmal kapak ağrısı , kalp kapağı darlığı,kalp kapağı yetersizliği ve kalp kapakçıklarında sarkma esnekliğini kaybetmesi )
Kalp in büyüyüp büyümediği anlaşılabilir.
Kalp duvarlarında inceleşme , kalınlaşma ve anevrizma olarak bilinen kalp duvarlarının bollaşması.
Kalpte kist veya ur  tümör olup olmadığı  tespit edilebilir.
Aort atar damarında genişleme olup olmadığı tespit edilebilir ( Kök Bölgesinde )
Kalp içi boşluklarda pıhtı varmı yokmu diye bakılabilir ( Yani trombüs var mı yok mu ? )
Kalp zarı hakkında bilgi alınabilir Kalbin bir kasılmada ne kadar kan pompaladığı ölçülebilir.
Yani açık olarak görülür ki kalp romatizması, kalp kapak hastalıkları, kalp yetersizliği, kalp krizi, doğumsal kalp hastalıkları gibi hastalıklarda eko ile bilgiler ve tanı alınabilir.

3-) Ritm holter Kontrolü :

Halk arasında holter olarak bilinmektedir. Cd çalar ebatında bir cihaz olan holter insan vücuduna bir kemer vasıtası ile bağlanır . Hasta 24 saat boyunca bu alete takılı kalır ve raporlar bilgisayara işlenir. Bu şekilde  hastadaki tüm ritm bozuklukları ortaya çıkar.  Hastada çarpıntı olup olmadığı ortaya çıkar Taşikardi olup olmadığı ortaya çıkar. Bu sayede en yararlı tedavi uygulanabilir.

4-) Tansiyon holter Testi :

Tansiyon holter testi diğer adıyla Sürekli olarak Kan basıncı ölçümü Tansiyon un gün içinde nasıl değişikliklere uğradığını,tansiyonun gece düşmesi gerekirken düşüp düşmediğini, kemoterapi nin tansiyona etki edip etmediğini , beyaz gömlek hipertansiyonunun var olup olmadığına bakılabilir.  Böyle durumlar görüldüğünde Sürekli Kan Basıncı Ölçüm Düzeneği yani ABPM yani Ambulatory blood pressure monitör.

Taşikardi Gibi kalp hastalıkları ciddi sonuçlar ortaya koyabilir bu nedenle önemsenip doktorunuzla sürekli bir ilişki kurulmalıdır.

Lazer Epilasyon Sistemi Güvenli midir?

Epilasyon sisteminde kullanılan lazer 1958-1963 yılları arasında tıp dünyasında kullanılmaya başlanmıştır. Tıp dünyasının birçok alanında hızla gelişen teknolojiyle birlikte lazer tedavi yöntemleri ve lazer uygulamaları hızla yerini almaktadır. Diş tedavileri, göz tedavileri bunların en başında gelmektedir. Lazerli ameliyat son yıllarda birçok alanda kullanılmaya ve tercih edilmeye başlanmıştır. Epilasyon sisteminde de lazerin kullanımı 20.yüzyılın sonlarında hızla gelişim göstermiştir. Lazerin tıp dünyasında bu denli etkili ve kullanım alanının geniş olmasının sebebi ise diğer yöntemlere göre ağrısız ve acısız olmasıdır.


Epilasyon uygulamasında da lazerli tedavi uygulamaları sonucunda büyük oranda başarı kaydedildiği görülmüş ve hastalar üzerinde olumsuz yönlerinin çok az olduğu gözlenmiştir. Bu sebepten dolayı lazerli tedaviler ve lazerli epilasyonun güvenli olduğu uzman kişiler tarafından doğrulanmıştır.

Lazerli Epilasyon Tedavisi Sonrası Yan Etkiler

Lazer epilasyon uygulamaları sonucunda büyük oranda olumsuz bir sonuca rastlanmamıştır. Uygulama yapılan ten ve kıl rengine göre yan etkilerinin oluşabilmesi riski değişebilmektedir. Uygulama yapılan ten rengi ve kıl renginin analize edilişinde yapılan hatalar yanlış lazer uygulamasına yol açmaktadır. Dolayısıyla yanlış uygulanan lazer tedavisi hastanın cildinde kabarıklık ve kızarıklıklara neden olur. Koyu renkli ve güneş nedeniyle bronzlaşmış tenlerde kullanılacak olan lazer tedavi seçiminin doğru yapılması çok önemlidir. Bu ten rengini taşıyan kişilerde risk daha fazla olduğu için olası yan etki oluşabilmesi daha fazladır.

Türk insanı esmer-buğday tenli olduğu için bazı lazer tipleri Türk insanında etkin olarak kullanılamamaktadır. Lazer epilasyon tedavisi sonrasında kıl ve tüy köklerinin lazer enerjisinden etkilendiğinin belirtisi olan hafif derecedeki kabarıklıklar ve kızarıklıklar görülebilmektedir. Uygulama bölgesinde görülecek bu durum kısa bir zaman sonra kaybolmaktadır.

Lazer epilasyon tedavisi uygulanan bölgede hafif bir yanma hissedilebilir. Uygulamanın devamlılığı için tedavi uygulanan cihazda acıyı azaltıcı hava soğutmalı sistemin olmasına dikkat edilmelidir.

Bebeklerde, en sık karşılaşılan ve en çok korkulan tiroid hastalığı tiroid hormonunun yetersiz salgılanmasıdır. Hipotiroidizm olarak adlandırılan bu klinik tabloda, bebeklerin tiroid bezesinden yeterli tiroid hormonus salgılanmaz ve bebeğin fiizksel ve zeka gelişimi geri kalır. Bu bebeklerde başarılı tedvai genellikle tam sonuç verirken tedavi edilmeyen  bebeklerde dramatik gelişme geriliği kaçınılmazdır. İşte bu nedenle erken teşhis çok önemlidir.


1981 yılından beri gelişmiş ülkelerde yeni doğan bebeklerde “neonatal tarama testi” yapılarak bebek kılcal kan damarı kanında bulunan TSH ve T4 hormonu ölçümü yapılmaktadır. Bu tarama testi gelişmiş ülkelerde doğum sonrası yapılan zorunlu testlerdendir. Bu sayede bu ülkelerde  tiroid kökenli gelişme geriliği ortadan kalkmıştır.
Ne tür Sonuçları Olur?
Tiroid hormonu yetersiz olan bebeklerde tedavi yapılmazsa zeka geriliği ve boy kısalığı dikkat çekmektedir. Zeka düzeyi düşüklüğünün nedeni, tiroid hormon eksikliği sonucunda beyinde oluşan hasara bağlıdır.Zeka düzeyi belirteci olan IQ çoğunlukla 85’in altında olmakta, ancak bazen 55’in bile altına inebilmektedir. Aynı şekilde boy kısalığı aile tarafından farkedildiğinde artık geçen süreyi geriye döndürmek mümkün olamamakta, sadece ondan sonarki dönmde beklenen gelişme tedavi ile önemli ölçüde sağlanabilmektedir.
Zeka geriliği ve boy kısalığı, kandaki hormonun düşüklüğü ile parelel gitmektedir; hormon düzeyine kadar düşükse zeka geriliği ve boy kısalığı da o kadar düşük olmaktadır.
Tarama testi çok önemlidir, çünkü tarama testi ile ortaya çıkan tiroid hormon yetersizliği vakalarının bir kısmında muayene ile hiç bir anormallik gözlenmemektedir.
Hangi sıklıkta Görülür?

Bu hastalığın görülme sıklığı ülkeden ülkeye ve kullanılan tarama testinin hassasiyetine göre değişmektedir. Avrupa’da her 3300 bebeğin birinde tiroid hormon yetmezliği olduğu kabul edilemektedir.  Düşük doğum ağrılıklı bebeklerde bu hastalık daha sık görülmektedir.
Nedenleri Nelerdir?
Bu hastalığın nedeni çoğunlukla doğuştan tiroid bezesinin gelişmesinde ve normal fonksiyon göstermesinde ortaya çıkan aksamalardır. Bu durum bazen tiroid bezesinin normalde olması gereken yerde olmayıp başka yerlere yerleşmesi ve orada yeterli düzeyde gelişememesine bağlıdır. Bu duruma ektopik tiroid denir. Bunun yanında bazen tiroid ebzesi normal yerinde ve büyüklüğünde olmasına rağmen beyinden salgılanan TSH hormonunun eksikliği normal bir tiroid fonksiyonu oluşumunu engelleyebilir. Bebekte bazen doğumdan sonra ortaya çıkan nedelerle de hormon yetersizliği olabilir. Bunların en yaygını “tiroidit1 denilen tiroid bezesinin iltihabıdır.
Belirtileri Nelerdir?
Doğum sonrasında uzayan sarılık, vücutta şişlik (ödem), doğumun gecikmesi, doğum ağırlığında düşüklük, vücut ısısında düşüklük, kafa arkasının büyük olması, emme güçlüğü, beslenme zorluğu, kilo almada yavaşlık, yavaş hareket, uykuya eğilim çok fazla olması, kabızlık, karın bölgeisnin gergin ve şiş görünümü, solunum zorluğu, cilt kuruluğu, dil büyüklüğü, ağlarken sesinin kalın ve bozukçıkması gibi belirtilerin bir kısmı görülebilir. BU belirtilerin tümünün bir bebekte olması şart değildir.
Tanı Nasıl Konulur?
Yeni doğan bebklerdeki hipotiroidizm tanısının en kolay yolu doğum sonrası tarama testi yapılmasıdır. Daha sonraki dönemlerde ise kanda tiroid hormon düzeyi ile TSH ölçümü yapılır. Bu ölçümlerden elde edilen sonuca göre sintigrafi ve ultrasonografi gerekebilir. Sintigrafi, özellikle ultrasonda tiroid bezesi görülmemiş ise (ektopik tiroid) yapılmalıdır. Aksi halde 15 yaş altındaki hastalarda  sintigrafik inceleme tavsiye edilmez.

Yeni Doğan Bebeklerde Tiroid Yetmezliği (Hipotiroidizm) Taraması şart!
Ortalama her 3500 yeni doğan bebeğin birinde tiroid hormon yetmezliği görülmektedir. Batı ülkelerinde bu nedenle yeni doğan bebeklere tiroid hormon yetmezliği taraması yapılmaktadır. Ortalama her 3500 yeni doğan bebeğin birinde görülen fenilketanürü hastalığı için Batı ülkelerinde ve ülkemizde tarama testi yaklaşık son 15 yıldır zorunlu hale gelmiş durumda. Fenilketanüri hastalığında bu tarama testini yerleştirmeyi başaran Türkiye, en az onun kadar yaygın tiroid hormon yetmezliğinde de yeni doğan bebeklerde, aynı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, bu tarama testini uygulamaya koymalıdır.
Türkiye’ye döndüğümden beri bu konuda kamuoyu oluşturulması için öncülük yapmaya çalışıyorum. Bu konuda 45 gün önce verdiğim bir röportaj bir bebek dergisinde yayınlanmıştır.  

Nasıl tedavi Edilir?
Yeni doğan bebklerdeki hipotiroidizm tedavisinde, eksik olan tiroid hormonunu bebeğe ağız yoluyla vermek esastır. Tedavinin takibi önemli olup verilen dozun yeterli olup olmadığının devamlı takibini gerektirir. Yeterli verilmezse gelişim geriliği devam ederken fazla verilmesi durumunda yan tesirler ortaya çıkabilir.

Hamilelerde hormonal sistemlerin tümünde ciddi değişim olması kaçınılmazdır. Tiroid de bu değişimlerden nasibini almaktadır. Bu çerçevede vücudun iyot ihtiyacı ve tiroid hormonu ihtiyacı artmaktadır. Hamilelerde TSH’ın baskılandığı (normalden düşük olduğu) ve hormonların düşük veya yüksek olduğu durumlar çok nadir değildir.

Bu nedenle hamilelerde tiroid hormonlarının her 3 ayda bir ölçülmesi gerekir; zira her üç aylık dönemlerde tiroid hormon ihtiyacı değişiklik göstermektedir.Hamilelerde tiroid hormonlarının düşük, TSH’ın yüksek olduğu durumlar ciddi alarm belirtisi olup yakından izlemek gereken bir tablodur. Aksi halde anne rahmindeki bebeğin fiziksel ve zeka gelişimi etkilenebilir.

Bu konunun devamı olabilcek ve ilgili olacağını düşündüğümüz
BEBEKLERDE TİROİD HORMON YETERSİZLİĞİ (Neonatal Hipotiroidizm) ile ilgili yazımızı da okumanızı öneririz .

En İdeal Diyet Nedir Sorusunun Cevabı :

Gönderen @smile 25 Kasım 2010 Perşembe


En ideal diyet bulundu.

Danimarkalı bilim insanları, 8 Avrupa ülkesinde yapılan en geniş çaplı araştırmada, kilo almamak için ideal diyeti belirledi.

Danimarkalı bilimadamları, New England Medicine dergisinde yarın yayımlanacak "Diyojen" adlı araştırmayı yürütenler, hedeflerinin obeziteyi engellemek ya da onunla savaşmak için en iyi gıda rejimini tespit etmek olduğunu belirtti.

Sağlıklı 5 ila 17 yaşında en az bir çocuğu bulunan ve 18 ila 65 yaşlarındaki anne-babadan oluşan 772 Avrupalı ailenin konu edildiği araştırma sonucunda, fazla sürpriz yaratmaksızın, ideal beslenme rejiminin proteinler açısından zengin, hayvani yağlar ve nişasta ile şekerli besinler açısından zayıf olduğu belirlendi.

Beyaz et, az yağlı süt ürünleri, fasülye ve beyaz pirinç

Araştırmaya göre, ideal diyet, beyaz et, yağ içeriği azaltılmış süt ürünleri, lifler için fasulye ve daha az beyaz ekmek ya da nişasta açısından zengin beyaz pirinç içeriyor.

Bilim insanları araştırmalarında, denek ailelerde fazla kilolu veya obez olan 938 yetişkini ve 827 çocuğu seçti.
Bu tip bir rejimle kalori saymanın gerekmediğini ve kilo almadan doyana kadar yemenin mümkün olduğunun altını çizen araştırmacılar, çalışmalarında, Danimarka hükümetininkiler de dahil olmak üzere Avrupa'daki diyetisyenlerin tavsiyeleri ile iştahı dizginlemek için proteinler ve nişastalı şekerli besinlere önem veren son tıbbi gerçekleri kıyasladı.
Araştırmaya başlamadan önce 8 hafta süreyle günlük 800 kalorilik bir rejime sokulan yetişkinler, bu süre zarfında ortalama 11 kilo verdi.

Bu denekler daha sonra rastgele seçilerek 5 ayrı rejime sokuldu. Araştırmacılar, hepsi hayvani yağlar açısından zayıf olan ve altı ay süren bu rejimlerin hangisinin kilo almamak için en etkilisi olduğunu belirlemeye çalıştı. Uzmanlar sonunda, proteini zengin ve nişastası ile şekeri zayıf rejimin en etkilisi olduğunu gördü.

Bal ve Tarçın karışımı birçok hastalığa iyi gelmektedir. Eski Yunan tıbbında olduğu kadar Ayurvedik tıpta da Bal, asırlarca hayati ilaç olarak kullanılmıştır. Bugünün bilim adamları birçok hastalıkların tedavisinde Balı çok etkili bir ilaç olarak kabul etmişlerdir. Bal her türlü hastalıkta herhangi bir yan etkiye sebep olmaksızın kullanılabilmektedir. Bugünün tıp ilmi, balın tatlı olmasına karşın doğru dozlarda alındığında şeker hastaları için tehlikeli olmadığını kabul etmektedir. Kanada da yayımlanan ünlü Weekly World News dergisinin 17 Ocak 1995 tarihli sayısında batılı araştırmacılar tarafından bal ve tarçınla tedavi edilen hastalıkların listesini yayınlamıştır.

ARTRİT

Bir kısım Balı 2 kısım ılık su içerisine koyup üzerine bir çay kaşığı toz Tarçın ilave ederek bir krem elde edilir. Bununla vücudun ağrıyan yerlerine masaj yapılır. 1-2 dakika içerisinde ağrının azaldığını göreceksiniz.

Artritli hastalar,bir bardak sıcak su içerisinde 2 kaşık Bal ve bir çay kaşığı toz Tarçını eritip sabah ,akşam alabilirler. Eğer düzenli olarak alırlarsa Kronik Artriti olan hastalar bile tedavi olabilirler.

Kopenhag Üniversitesinde yapılan bir araştırmada ;kahvaltıdan önce bir yemek kaşığı bal ve ½ çay kaşığı toz tarçını alan 200 hastadan 73 ü bir hafta içerisinde şifa bulmuşlar, geri kalan yürüyemeyen ve hareket edemiyen hastalar da bir ay içerisinde şifa bulmuşlardır.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ

Hergün kullanılan bal ve tarçın bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ve vücudu bakteri ve virus saldırılarına karşı korur.

Araştırmacılara göre bal, birçok vitamin ve büyük miktarda demir içermektedir. Balın düzenli kullanılması, akyuvarlar içerisindeki, bakteriler ve viruslarla savaşan, korpuskülleri de kuvvetlendirir.

DİŞ AĞRISI

Bir kaşık toz tarçın ve 5 tatlı kaşığı bal karışımı ağrıyan dişe tatbil edilir. Ağrı kesilene kadar günde üç defa tatbik edilir.

HAZIMSIZLIK VE GRİP

Toz tarçın 2 kaşık bal üzerine serpilip yemekten önce alındığında asit oluşumunu ve hazımsızlığı önler. İspanya da yapılan bir araştırmada bal içerisindeki bir maddenin grip mikroplarını öldürdüğü ve hastaları gripten koruduğu saptanmıştır.

İDRAR KESESİ ENFEKSİYONLARI

İki kaşık toz tarçın, bir tatlı kaşığı bal, ılık su içerisinde eritilip içilir. İdrar kesesindeki mikroorganizmalar üzerinde etkilidir.

KANSER

Japonya ve Avustralya da yapılan bir araştırmada, mide ve kemik kanserleri üzerinde başarılı olunmuştur. Bu tür kanserlere yakalanan hastalar günde bir kaşık bal ve bir kaşık tarçını bir ay süreyle günde üç defa almalıdırlar.

KALP HASTALIKLARI

Bal ve tarçınla bir karışım yap ve bunu her sabah kahvaltıda reçel veya marmelat yerine ekmek üzerine sür. Bu uygulama arterlerdeki kolesterolleri eriterek hastaları kalp krizinden korur. Bu uygulama ile, daha önce kalp krizi geçirmiş kişiler, ikinci krizden kilometrelerce uzakta olacaklardır.

Bu uygulamayı düzenli olarak yapan kişilerde solunum güçlüğü ortadan kalkacak ve kalp atışları kuvvetlenecektir.

KISIRLIK

Eski Yunan ve Ayurvedikler Balı, yıllardır, erkeklerin spermalarını kuvvetlendirmek için kullanmışlardır.

Eğer kudretsiz bir erkek düzenli olarak uyumadan önce 2 kaşık bal yerse problemleri çözülecektir.

Çin,Japon ve uzakdoğu ülkelerinde ,gebe kalamıyan ve uterusunu kuvvetlendirmek isteyen kadınlar asırlardır toz Tarçın kullanmaktadırlar

Gebe kalamayan kadınlar bir tutam toz Tarçın ve yarım tatlı kaşığı balı gün boyunca bir bir sakız üzerine koyup çiğnediklerinde tükürükle karışarak yavaş yavaş emilerek etkili olmaktadır.

KOLESTEROL

İki kaşık bal, üç tatlı kaşığı toz tarçın,450 gr. demlenmiş çay içerisinde eritilerek içildiğinde kan kolesterol seviyesi 2 saat içerisinde % 10 düşecektir. Artrit hastalarına tavsiye edilen kür de günde 3 defa kolesterol hastaları i,çin uygulanabilir.

Adı geçen dergideki bilgilere göre günlük gıda ile alınan bal bile kolesterolün düşmesine yardımcı olabilir.

MİDE AĞRILARI

Bal ve tarçın kürlerinin, mide ağrıları için olduğu kadar mide ülserleri için de yararlı olduğu saptanmıştır.

GAZ

Hindistan ve Japonyada yapılan araştırmalar Bal ve Tarçının midedeki gazı giderdiğini göstermiştir.

SAÇ DÖKÜLMESİ

Saçı dökülenlerle tepesi açılanlar sıcak zeytinyağı içerisine bir kaşık bal,bir tatlı kaşığı toz Tarçın ilacesiyle elde edilen krem banyodan önce başa sürülür ve taklaşık 15 dakika bekledikten sonra yıkanır.

5 dakikalık bir uygulama dahi etkili olabilir.

SİVİLCELER VE DERİ

3 kısım bal, 1 kısım Tarçın ile bir krem yapılır. Bu krem uykudan önce sivilceler üzerine sürülür. Sabahleyin ılık su ile yıkanır.

Eğer 2 hafta süreyle her gün uygulanırsa sivilceleri kökünden çıkarır.

Egzama,mantar ve diğer deri enfeksiyonlarında eşit miktardaki Bal ve Tarçın karışımı uygulanır.

SOĞUK ALGINLIĞI

Bir kaşık ılıtılmış Bal,1/4 tatlı kaşığı toz tarçın günde üç defa yenir.

Bu uygulama birçok kronik öksürük,soğuk algınlığı ve sinüslerin temizlenmesi için de geçerlidir.

YAŞLILIK

Bal ve tarçınla hazırlanan çay,düzenli alındığında yaşlılık harabiyetini önler.

4 kaşık bal,1 kaşık toz Tarçın , 3 bardak su içerisinde kaynatılarak bir içecek hazırlanır. Günde 3-4 defa ¼ bardak miktarında içilir. Deriyi diri,taze ve yumşak tutar, yıpranmasını durdurur.

YORGUNLUK

Araştırmayı yapan Dr.Milton, bir bardak su içerisinde ½ kaşık bal ve biraz toz tarçının hergün kuşluk vakti ve vücut direncinin düşmeye başladığı takriben saat 15.00 te alındığında bir hafta içerisinde canlılığın arttığını tesbit etmiştir.

ZAYIFLAMA

Bir bardak su içerisine eşit miktarda bal ve tarçın konup kaynatılır. Hergün kahvaltıdan yarım saat önce aç karnına ve yatmadan önce içilir.

Düzenli uygulanırsa kilo verilir.

Ayrıca bu karışım düzenli olarak içildiğinde, yüksek kalorili diyet alınsa bile, vücutta yağın birikmesine engel olur.

Beslenme ve diyet uzmanı Diyetisyen Taylan Kümeli, yeni annelere kilo vermenin sağlıklı ve etkili yollarını anlatıyor.
Doğum sonrası kilolardan kurtulmak için öncelikle emziklilik döneminde süt yapsın diye fazla yemekten uzak durmalısınız. Bu dönemde kilo kontrolüne dikkat edin. 

Sıvı alımı günde ortalama 3 litre (10-12 su bardağı ) kadar olmalı. Özellikle su, ıhlamur, nane, papatya gibi bitki çayları, az şekerli veya şekersiz komposto suları, meyve suları, limonata ve süt gibi hafif doğal içecekleri tercih edin.

Kalsiyum yönünden zengin olan süt, yumurta, peynir gibi besin grupları mutlaka günlük beslenme programınızda olsun. Protein ihtiyacınızın karşılanması için her gün mutlaka yumurta veya etli sebze yemeği veya kurubaklagil yemeği yiyin.

( n-3 ) yağ asitlerinden zengin su ürünleri tüketiminin artırılması anne sütünün bu yağ asitleri içeriğini artırır.Özelikle balık, protein değeri ve Omega-3 içeriği bakımından zengin bir besin. Bu dönemde sık sık yemelisiniz.

Kuru fasulye, nohut, mercimek ve bulgur karışımı yemekleri; portakal, mandalina, domates, maydanoz, yeşilbiber, taze soğan gibi C vitamini yönünden zengin sebze ve meyvelerle birlikte ya da sonra tüketmeye özen gösterin.

Et, tavuk, balık, yumurta, karaciğer, dalak böbrek gibi sakatatlar, ceviz, badem gibi kuruyemişler, üzüm, kayısı, erik, pestil gibi kurutulmuş meyveleri yiyebilirsiniz.

Mutlaka her gün düzenli fiziksel aktivitede bulunun, özellikle açık havada 20-30 dakikalık yürüyüşlere çıkmanızda yarar var.

ÖRNEK MENÜ

Uyanınca
1 dilim limon eklenmiş, ılık 1 bardak su için.

Sabah
1-2 dilim 8 tahıllı ekmek
1-2 kibrit kutusu az yağlı peynir
Doyasıya domates, salatalık, maydanoz
2-3 zeytin
Haftada 2 kez, 1 adet haşlanmış yumurta

Ara Öğün
Light süt veya ayran veya kefir

Öğle Yemeği
Izgara balıklı Salata (yağsız) (haftada iki)

160 gram ton balıklı veya 1 yumurtalı ve 1 kibrit kutusu az yağlı peynirli veya 100 gram tavuklu Salata (1 yemek kaşığı zeytinyağı ile) (haftada üç)

Doyana kadar sebze
1 kase light yoğurt (haftada iki)

Ara Öğün
1adet probiyotik sade yoğurt
1 kepekli tost

2. Ara Öğün
5 adet tuzsuz badem
1 porsiyon meyve

Akşam Yemeği
1 tabak baklagil veya yağsız kıymalı sebze yemeği
1 kase light yoğurt
Salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve roka ilaveli) (haftada 3)

Izgara kırmızı et veya balık veya tavuk
Salata (1 yemek kaşığı zeytinyağlı) (haftada iki)

1 tabak bulgur pilavı
Salata
Ayran veya cacık (haftada bir)

4 adet ızgara ev yapımı yağsız köfte
Salata
1 bardak light ayran (haftada bir)

Ara Öğün (2 saat sonra)
1 porsiyon meyve
1 su bardağı light süt/kefir veya ayran

Uzun zamandır kilolarınızı kafanıza mı takıyorsunuz?? Hamileliğinizde doğal olarak epey kilo aldınız. Dikkat ederseniz doğal olarak diyoruz çünkü hamilelikte kilo almak kadar doğal bir şey yoktur.!!!
Sağlıklı bir şekilde doğum yaptınız ve bir an önce bu fazlalıklardan kurtulmak istiyorsunuz. İşte size uzmanlarımızdan aldığımız tavsiyeler ve örnek diyet listeleri... Bu menüler, kilo vermenizin yanı sıra emzirme döneminde sağlıklı beslenmenizi de sağlayacak. Uzmanlarımız, Diyetisyen Selahattin Dönmez, Diyetisyen Taylan Kümeli ve Diyetisyen Dilara Koçak bizleri, doğum sonrası kilo ve emzirme dönemi beslenmesiyle ilgili bilgilendiriyor. 

Emzirme döneminde sağlıklı beslenme
Bu hassas dönemde beslenme düzeninizle ilgili bilgileri Uzm. Diyetisyen Selahattin Dönmez'den aktarıyoruz.

Hamilelik sürecinin ardından biyolojik olarak emzirme dönemi başlar. Annede süt salgılanması için gerekli değişikliklerse hamilelikte hazırlanmış olur. Doğum sonrasında bebeğinizle mutlu olmanız, onu görebiliyor olmanız, okşayabilmeniz, yanınızda hissedebilmeniz ve de sütünüzün bebeğiniz için en iyi besin olduğunu bilmeniz, sizi emzirmeye hazırlayan en önemli şeyler. Başarılı süt salınım süreci, bebeğin doğum sonrasında ilk kez anneyi emmesi ile birlikte başlar. Emmesiyle meme ucunda oluşturduğu uyarı, süt salgısını harekete geçirir. Emzirme sonucu prolaktin hormonu salgılanır. Annelerde bulunan oksitosin adı verilen hormonsa oluşan süt salgısının meme kanallarına akmasını, boşalmasını sağlar.

Emzirme döneminde sütün verimi, bazı yönleri ile beslenmenize bağlı olarak değişebilir. Yeterli ve dengeli beslenirseniz hamilelik sırasında deri altında depolanmış yağları vücut, emzirme süresince kaynak olarak kullanılır. Böylece kolay ve sağlıklı bir şekilde kilo verirsiniz.

Anne sütünün bebek için yeterliliğiyse bebeğin günde ortalama 20-30 gram süt içmesiyle değerlendirilebilir.

Bu dönemde diyet yapmanız önerilmez. Ancak sağlıklı ve dengeli beslenerek hem sütünüzün yeteri kadar gelmesini sağlayabilir hem de kolay forma girebilirsiniz.

Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de aşırı yağlı yiyeceklerden ve kızartmalardan uzak durun. Sütünüzün gelmesi içinse bol bol su için.

ÖRNEK MENÜ
Kahvaltı
1 kase doğranmış mevsim meyvesi
1 tatlı kaşığı fındık ezmesi veya bal veya reçel
1-2 dilim peynir
1-2 dilim ekmek
Bol çiğ sebze

Ara Öğün
1 su bardağı süt veya 1 adet meyveli yoğurt

Öğle Yemeği
1 kase tercih edilen çorba
1 küçük tabak pişmiş sebze yemeği
1-2 ince dilim ekmek
Salata (az yağlı)

Ara Öğün
1 avuç içi kadar fındık/badem/ceviz veya tuzsuz yer fıstığı veya 2 orta boy taze mevsim meyvesi

Akşam Yemeği
1 kase yoğurt veya cacık
1 avuç içi kadar et veya tavuk veya balık
1-2 ince dilim ekmek
Salata (az yağlı)

Ara Öğün
1 orta boy taze mevsim meyvesi

Zerdeçal, zencefigiller ailesine mensup bir bitkidir. diğer bilinen adı, hint safranıdır. Özellikle çok iyi bir antioksidan olması nedeni ile, kansere karşı, müthiş bir kalkandır.
Prof Dr.Erkan Topuz Kanseri önleyici bitkiler arasında en etkilisisinin zerdeçal olduğunu söyledi.

Zerdeçal Ümmin sistemini güçlendirerek kanserli hücrelerin oluşumunu ve damarlanmasını önler.Eğer insanlarımız kanserden korunmak istiyorlarsa mutlak surette zerdeçal kullanmalarını öneriyorum.zerdeçalın aktif maddesi curcumin hem kanserin korunmasını sağlar hem de bazı kanserlerde tedavi edici olarak kullanılır.tümör hücrelerinin üremesini engeller ve toksik yan ürünlerini azaltır.
ZERDEÇAL NASIL KULLANILIR;
1.Kök zerdeçal  : Kök zerdeçal bitki çayı olarak demlenip içilebilir.Ihlamur ve tarçın ile karıştırılarak yapılacak zerdeçal çayı ümnin yani bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlayarak kanserli hücrelerin oluşumunu engeller.
2.Toz zerdeçal : Toz Zerdeçal ise bal ile karıştırılarak günde iki veya üç kez bir tatlı kaşığı yendiği takdirde oluşmuş olan kanserli hücrelerin yok olmasını sağlar.Zerdeçal kökünü veya bitkisini attarlardan temin edebilirsiniz.
ZERDAÇALIN FAYDALARI ;
*Antioksidan etkilidir. Curcuminin antioksidan etkisinin E ve C vitaminlerinden daha güçlü olduğu görülmüştür.
*İltihap giderici bir özelliği vardır.
*Zerdeçal karaciğer için yararlıdır. Karacigeri güçlendirir ve karaciğerden toksinlerin atılmasına yardım eder.
*Solunum yolu enfeksiyonların tedavisinde yararlanılır.
*Curcumin kansere karşı koruma sağlar ve tümör hücrelerinin çoğalmasını engelleyici özelligi vardır.
*Yapılan araştırmalarda cilt kolon,ve gögüs kanseri için faydalı olabileceği görülmüştür.
*Safra kesesi ve safra yollarının fonksiyonel hastalıklarına karşı etkisi zerdeçal yararları arasındadır.
*Deneysel çalışmalarda zerdaçalın kolesterolü azaltıcı etkisi belirlenmiştir.
*Kalp hastalıklarını önleyebileceği yine yapılan araştırma sonuçlarından biridir.
*Zerdeçal kullanımı hazmı kolaylaştırır.
*Sigaranın verdigi zararları önemli ölçüde azaltabileceği yapılan bir çalışmada görülmüştür.
*Haricen deri rahatsızlıklarında yararlıdır.
*Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde zerdeçalın Kistik fibroz tedavisinde önemli fayda sağlayabileceği gösterilmiştir.


Bu pekmez 20 hastalığı tedavi ediyor... Andız Pekmezinin Faydaları Saymakla Bitmiyor ...
Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde, pekmez satan Tayyar Duymaz, andız pekmezinin bronşit hastalığı için şifalı olduğunu söyledi. 
Pekmezin akşamları yatarken bir kaşık içilmesi halinde 20 günde bronşit hastalığını tedavi ettiğini belirten Duymaz, pekmezin litresini 20 liradan sattığını söyledi. Pazarda kurduğu tezgahta andız pekmezinin yanında karadut ve keçi boynuzu pekmezi de satan Tayyar Duymaz, pekmezin her türünün şifa kaynağı olduğunu söyledi.

Andız pekmezinin nefes darlığı çekenler ve özellikle bronşit hastaları için şifalı olduğunu belirten Tayyar Duymaz, "Andız pekmezini akşamları yatarken bir kaşık içen bronşit hastaları 20 günde şifa bulmaktadır. Bu kanıtlanmıştır. Karadut pekmezi de çocukların ağızlarındaki yaralar için çok yararlı. Keçiboynuzu pekmezinin de cinsel gücü artırdığı biliniyor. Andız pekmezinin kilosunu 20, keçiboynuzu pekmezini 10, karadut pekmezinin kilosunu ise 7,5 liradan satıyorum. Her üç ürün de ilgi görüyor" dedi.

İHA

Egzama nedir? Egzama neden olur? Bebeklerde Egzama ...

Gönderen @smile 9 Kasım 2010 Salı


Gıdalar, evcil hayvanlar ve ev tozları egzamayı alevlendirebilir.
Kızarıklık, pullanma, sulantı ve kepeklenmeyle kendini belli eden bir cilt rahatsızlığıdır. Vücudun her yerinde görülebilmekle birlikte bebeklerde alın, yanaklar ve eklem bölgeleri sık başladığı alanlardır. Genetiksel alerjiye yatkın olan bebeklerde daha sık görülür. 2-3 aylıkken başlar.
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gökhan Okan anlatıyor.

Kızarıklık, pullanma, sulantı ve kepeklenmeyle kendini belli eden bir cilt rahatsızlığıdır. Vücudun her yerinde görülebilmekle birlikte bebeklerde alın, yanaklar ve eklem bölgeleri sık başladığı alanlardır. Genetiksel alerjiye yatkın olan bebeklerde daha sık görülür. 2-3 aylıkken başlar. Çevresel etmenlerden etkilenir. Tedavisinde öncelikli tahriş edici sebeplerin tespit edilip kaçınılması gerekir. Cildi kurutucu temizleyicilerden uzak durmak ve sık nemlendirmek önemlidir. Bazı durumlarda gıdalar, evcil hayvanlar ve ev tozları egzamayı alevlendirebilir. Bu durumlarda diyet listesi, evcil hayvanı ortamdan uzaklaştırma ya da akarların ortamdaki miktarını azaltmaya yönelik tedaviler uygulanır. Hastalığın tedavisinde kortizon içeren kremler ya da bağışıklık sistemini düzenleyici etkisi olan kortizon dışı kremlere başvurulur. Kaşıntıyı baskılamak amacıyla antihistaminik şuruplar kullanılır. Egzama kısa sürede ortadan kalkabileceği gibi bazen kronik bir durum kazanabilir.  

Followers