Yazılara Abone Ol Yorumlara Abone Ol
http://idealkilo-zayiflamak.blogspot.com

Evli çiftlerin yaklaşık yüzde 15’i arzu etmesine rağmen çocuk sahibi olamamaktadırlar.Çocuksuzluk, şiddetli çocuk arzusu olan bir çift için, şüphesizki tüm yaşantılarını etkileyen, onları mutsuz ve huzursuz yapan hatta sosyal yıkımlara neden olabilen önemli bir sorundur.


Bir çocuğa sahip olma arzusu sadece kadının veya erkeğin bir isteği olmayıp, ailelerin baskısı, ayrıca her iki cinsin doğasında bulunan biyolojik bir ihtiyaçtır.İki yıllık bir süre içerisinde, düzenli cinsel ilişkiye rağmen, herhangi bir korunma yöntemi kullanılmadığı halde gebelik olmaması halinde kısırlıktan ( infertiliteden) bahsedilmektedir.Gebe kalındığı halde canlı çocuk sahibi olamama halinde ise steriliteden bahsdilmektedir.Normal koşullarda bir kadının gebe kalma şansı evliliğin ilk bir yılı içerisinde düzenli ilişki ile Yüzde 80 civarında olmaktadır.Bu oranlar ikinci yılda yüzde 50’lere, üçüncü yılda yüzde 12’lere, dördüncü yılda ise yüzde 6’lara kadar düşebilmektedir.
Kısırlığın  çok çeşitli sebepleri olabilir.Önceki yıllarda çocuksuzluğun sebebi hemen hemen  her zaman kadında olduğu düşünüldüğü halde günümüzde çocuksuzluk sebeplerinin yarısının hemen hemen yarısının erkeğe ait olduğu bilinmektedir.Nadir de olsa bazı çevrelerde bu düşünme tarzının hakim olduğu maalesef halen zaman zaman görülmektedir.Bir ailede kısırlık problemi varsa hem kadında hem erkekte gerekli tetkiklerin bir arada yapılması gerekmektedir.
Normal yollardan çocuk sahibi olabilmek için en az bir adet fonksiyonel yumurtalığa ( over ) sağlıklı geçirgen bir tüp ( yumurtalık yolu, tuba uterinal ) ve çocuğu taşıyabilecek rahime ( uterus ) sahip olmak gereklidir.Aynı zamanda erkeğinde yumurtayı döllendirebilecek sperm sayısı, yeterli hareket ve normal yapıda sperme sahip olması gereklidir.Dolayısı ile normal yollardan gebe kalmak için kadın ve erkeğin belli şartları taşıması gerekmektedir.
Kısırlık nedenlerine bakacak olursak yüzde 40 kadarının kadına, yüzde 40 kadarının erkeğe, yüzde 20 kadarının çiftlerden ikisine ait olduğunu görmekteyiz.Bu bölümün yüzde10’luk bölümünü ise yapılan araştırmalar sonucunda herhangi bir sebep bulunamayan çiftlerin oluşturduğu bilinmektedir (idiopatik infertilite ).
KISIRLIK NEDENLERİ
Yumurtalığa Ait Nedenler
Yumurtalıklar beyindeki hormonal merkezlere bağlı olarak çalışan organlardır.Yumurtalıklarla ilgili oluşabilen sorunlar olaabileceği gibi hormonal sistemi ilgilendiren sorunlarda da kısırlık ortaya çıkabilir.Yumurtlamanın (ovulasyon) hiç olmaması veya normalden daha uzun zamanda olması kısırlığa yol açmaktadır.Yumurtlamamanın olmaması halinde çoğu zaman adet düzensizlikleride olaya eşlik etmektedir.Ovulasyonun olmaması adet kanamasından itibaren bir dahaki adete geçen sürenin yarısını geçtikten sonra kanda yapılan progesteron hormonu düzeyi ölçümü ile veya ultrasongrafik takiplerle ortaya konabilir.Yumurtalama olmaması halinde buna sebep araştırılırken mutlaka hormon tetkikleri değerlendirilmektedir.Hipotalamus, hipofiz ve over arasındaki hormonal işleyişte ortaya çıkacak aksaklıklar buna sebep olmaktadır.
Tubal Faktör
Daha önce belirttiğimiz gibi yumurta ile sperm hücresinin karşılaştığı ve döllenmenin olduğu yer tüplerdir.Her kadında normal koşullarda 2 adet fonksiyonel tüp mevcuttur.Bu tüplerin sadece geçirgen değil aynı zamanda fonksiyonlarınında normal olması gerekmektedir.Her iki tüpün kapalı olması halinde kendi halinde gebe kalma şansı olamamaktadır.
Tüplerin kapanması değişik sebeplerle olabilemktedir.Bu sebepler arasında ;
a- Her iki tüpün dış gebelik, Tüberküloz veya değişik sebeplerle alınmış olması
b- Spesifik ve non-spesifik enfeksiyonlar
c- Endometriosis
d- Daha önce çocuk sahibi olup tüplerini bağlatmış olmak
e- Karıniçi yapışıklıklara sebep olabilecek müdahaleler geçirmiş olmak yer almaktadır.
Tüplerin tıkalı olması halinde tıkanma sebepleri önem kazanmaktadır.Daha önce çocuğu olan ve tüplerini bağlatmış olan olgunlarda mikrocerrahi yöntemlerle tüplerin açılması denenebilir.Ancak enfeksiyon sebebi ile kapanmış tüpler söz konusu ise bu olgularda tüpler mikrocerrahi ile açılsa bile fonksiyonları bozuk olacağından gebelik oluşma şansı azdır.
Rahime Ait Nedenler
Rahime ait nedneler gebe kalmayı önlemekten ziyade oluşan gebeliğin devamını önleyici rol oynarlar.Özellikle gelişim sırasında oluşan bazı etkenler nedeni ile çift rahim, rahim içerisinde septum (perde) , rahimde normalden küçük olmaması gözlenebilir.Bunun dışında rahimin iç tabakası olan endometrium ile ilgili problemlerde de kanamalar devam edeceği için cinsel ilişki sıklığı etkilenecek ve gebelik oluşmayacaktır.
Hazneye Ait Nedenler
Doğuştan haznenin olmaması  veya kapalı olması ile cinsel ilişkş gerçekleşmeyecektir.Bazı durumlarda kızlık zarı kapalıdır.Böyle durumlarda yapılacak müdahale ile kızlık zarı açılabilmekte ve cinsel ilişki mümkün hale getirilebilmektedir.Ayrıca vaginal enfeksiyon varlığında hazneye boşalan spermlerin aktivitesi etkileneceğinden gebelik sorunları ortaya çıkabilecektir.Rahim ağzından salgılanan sıvının yapısında olan problemlerde spermlerin geçişine izin vermeyerek etkili olabilmektedir.
Cinsel Organlar Dışındaki Nedenler
Özelliikle böbrek üstü bezi, tiroid bezinin normal dışı fonksiyon göstermesi halinde kalp, böbrek, kan hastalıkları, şeker hastalığı, ileri yaş, beslenme bozukluklarında, alkol, sigara alışkanlığı olanlarda gebelik açısında sorunlar ortaya çıkabilmektedir.Ülkemizde özellikle daha önceki yıllarda sık görülen akciğer tüberkülozu veya bağırsak tüberkülozu geçirilmesi sebebi ile tüplerin tıkanması veya rahimin iç tabakasının etkilenmesi söz konusudur.
Psikolojik Nedenler
Gebelikten korkma, çok şiddetli çocuk arzusu, cinsel isteksizlik, haznenin ilişki sırasında kasılması nedeni ile ilişki olmaması (vaginismus) halinde gebelik oluşması mümkün olamayabilir.
Geçirilmiş Enfeksiyonlar
Geçmişte pelvik enfeksiyon geçirmiş olgularda en sık gonore, klamidya enfeksiyonları kısırlığa yol açmaktadır.Enfeksiyonun tekrarlama sıklığı ise tubal harabiyete bağlı olarak kısırlık riskini arttırmaktadır.
Endometriosis
Doğurganlık çağında daha sık görülen ve gerek oluşma mekanizmaları gerekse tedavi  ve gebelik üzerine olan etkileri konusunda pek çok bilinmeyeni içeren bir hastalıktır.Daha ileri yaşlara doğru ve doğurmamışlarda daha çoktur.Normal koşullarda rahimin (uterus) en iç tabakasını oluşturan ve adet kanaması ile atılan endometrium tabakasının rahimin kas tabakası, dış yüzeyi, karın içi üzerindeyumurtalıklarda veya vücudun diğer bölgelerinde yer alması haline endometriosis adı verilmektedir.Bu dokularda her adet ile kanama olması söz konusudur.
Endometriosiste en sık görülen şikayet şiddetli ağrılı adet kanamalarının oluşmasıdır.Özellikle ağrıların adet kanamasının ilk günleri başlaması ve ilerleyen günlerde şiddetini arttırması çok tipiktir.Endoksimetriosisli olgularda görülen bir diğer bulgu da çocuk sahibi olmadaki sıkıntılardır.Her ne kadar bu hastalıktan sorumlu bir gen tesbit edilmemişsede endometriotik dokularda bazı kromozomal bozukluklarla ilgili veriler vardır.
Myom Ve Kısırlık
Myom, doğurganlık çağındaki kadınların yaklaşık yğzde10’sinde görülen  iyi huylu urlardır.Myomların direkt kısırlığa yol açmaları ile ilgili bilgiler kesin değilsede bir yerleşim yerleri, sayıları, büyüklükleri nedeni ile kısırlığa yol açabilmektedirler.Myomlar yerleşim yerlerine göre uterusun en iç tabakası (endometrium), orta kas tabakası (myometrium) ve dış yüzeyi (seroza) göre isimlendirilir.Ayrıca rahim ağzında, rahimi tutan bağlara doğru gelişmiş myomlar da mevcuttur.Kısırlıkla ilgili olarak yerleşim yerleri çok önem kazanmaktadır.
KISIRLIKTA ERKEĞE AİT NEDENLER
Aşılama Gücündeki Yetersizlikler
Sperm kanallarının doğuştan tıkalı olması veya olmaması, veya geçirilmiş enfeksiyonlara bağlı olarak kapanmış olması ile menide sperm hiç olmayabilir (azoospermi). Aynı tablo testis dokusunda sperm yapımı hiç olmaması ilede ortaya çıkabilir.Sperm sayısının azlığı (oligospermi), hareketin azlığı, yapı bozukluğuna bağlı olarak döllenme yeteneği kısıtlanmış olabilir.Bununn dışında bazı kalıtsal hastalıklar ve hormonal bozukluklar erkek ile ilgili problemlere yol açabilir.
Isı
Sıcak su ile sık sık yapılan banyolar veya aşırı dar kullanılan iç çamaşırlar testis ısısını yükselterek spermleri bozabilir.Ateşli hastalıklardan sonrada yaklaşık 1 ay süre ile sperm sayısı düşebilir.
Sistem Hastalıkları
Özellikle erişkinlik döneminde geçirililen kabakulak enfeksiyonu kısırlığa yıl açabilmektedir.Şeker hastalığı veya sarılık, tüberkülız gibi enfeksiyon hastalığı olan erkeklerde sperm geçişi veya kalıcı olarak düşebilir.
İlaç, Sigara, Alkol Kullanımı
Bazı ilaçların sperm sayısını düşürdüğü bilinirken, özellikle devamlı alkol veya sigara kullanımının spermlerde bozukluklara neden olduğu bilinmektedir.
Psikolojik Nedenler
Özellikle stres erkekte cinsel fonksiyon kaybına nedne olabilir.Cinsel güçsüzlük (Ippotans) ise cinsel ilişki olamaması sebebi le kısırlığa neden olabilmektedir.
KISIRLIK TEDAVİLERİ
Cerrahi Tedaviler
Uterus ile ilgili : Rahim yapısına ilişkin doğumsal anomalilerde cerrahi tedavi ile mümkün olan düzeltmeler yapılabilmektedir.Myomların cerrahi müdahalesi yerleşim yerlerine ve büyüklüklerine göre değişmektedir.Özellikle adet düzensizliklerine yol açan, uterusun iç tabakasına bası yapan myomlar cerrahi olarak çıkarılmaktadır.
Tuba uterinaların kapalı olması halinde yapılan ön inlemeler sonucunda tubaların iç yapıları bozulmamışsa, özelikle daha önce çocukları olmuş ve tüplerini bağlatmış olgularda, yaşları genç ise tubal mikrocerrahi yöntemi ile tüplerin açılması alternatif bir tedavi yöntemidir.Myomlar, over kistleri, tubaların uçlarının kapanarak içlerinşn sıvı ile dolması (hydrosalpinx) halinde cerrahi müdahale yapılabilir.
YARIMLI ÜREME TEKNİKLERİ
Kısırlık tedavisinde aslında yukarda bildirilne sıralamada uygulanmalıdır.Ancak bazen yapılan ön tetkikler sırasında elde edilen sonuçlarda kadının bu konuda çok fazla zaman geçirmesi gerektiği dpğrultusunda sonuçlar ortaya çıkmaktadır.Özellikle kadının yaşı bu konuda çok önem kazanmaktadır.Gebelik oranları 35 yaşın üzerine çıkıldığında giderek azalmakta ve 40 yaşın üzerinde yüzde 10’ların altına düşmektedir.Bu dönemde yumurtalıkların menopoza yaklaşmaları ile birlikte yumurtlama tedavilerine verilen cevap azalmaktadır.Aynı zamanda kromozomal anomali riski de artmaktadır.Dolayısı ile de böyle bir olguda aşılama ile çok fazla zaman kaybetmek hastanın aleyhine de olabilmektedir.
Ovulasyon İndüksiyonu : Hormonal olarak yumurtalıkların uyarılması için yapılan tedavilerdir.Özellikle aşılama veya tüp bebek veya mikronjeksiyon uygulaması yapılacak olan olgularda birden fazla oosit elde edevilmek için yapılan tedavilerdir.
Özellikle adet düzensizlikleri veya yumurtlama problemi olanlarda yapılacak yumurtlatma tedavileri ile gebelik elde etmek mümkündür.Bu tedaviler ağızdan alınan ilaçlarla olabileceği gibi daha ileri evrelerde enjektabl uygulamaları ile de yapılmaktadır.Yumurtlama tedavilerinde ön şart en az bir tubanın sağlıklı geçirgen olmasıdır.
Aşılama ( Intrauterin inseminasyon ) : Yumurtama tedavisinde ek olarak gebelik şansını arttırmak için aşılama yapılmalıdır.Çok çeşitli teknikler uygulanmaktadır.Özellikle androlojik faktörlü olgularda sperm parametreleri yıkama işlemi sonrası 5milyon/ml üzerinde aşılama yapabilir.Aşılama ile yumurtlatma tedavisi sonrasında hastanın eşinden alınan ve yıkama işlemi sonrası elde edilen spermler ince bir kateter yardımı ile direkt rahim içerisine verilir.Ağrısız, antestezi gerektirmeyen bir yöntemdir.Aşılama sonrasında hormonal destek yapılmalıdır.Birkaç kez yapılan aşılamalardan sonra gebelik oluşmadı ise bu aşamada laparoskopi yapılması uygun olmaktadır.Bu şekildeHSG’de açık olarak görülen tüplerin yumurtalıklarla ilişkilerinin bozuk olduğu tespit edilebilinir.Böyle bir durumda aşılamaya devam etmenin bir faydası olmayacaktır çünkü yumurta hücresi tüpün içine düşmeyecektir.Laparoskopi ile bu durum düzeltilebilir ise olgu kendiliğinden gebe kalabilecektir.Aşılama uygulamaları için sayı sınırı belirlenmez.Ancak bu döllenme problemi olabileceğide göz önünde bulundurulmalıdır.
TÜP BEBEK TEDAVİSİ
1978 yılında ilk tüp bebek Louisa Brown’un dünyaya gelmesi kısırlık konusunda bir çığır açmıştır.İlk zamanlarda sadece tüpleri kapalı olan kadınlarda uygulanan bu tüp bebek tedavisi günümüzde farklı sebeplerle kullanım alanı bulunmaktadır.Aşılamaya göre farklı sperm ve oositin vücut dışına alınarak burada döllendikten sonra bölünme safhalarında uterusa transfer edilmesidir.
TEKRARLAYAN DÜŞÜKLER
Geçmişinde 3  veya daha fazla düşük yapmış kadınlarda tekrarlayan düşüklerden bahsetmek mümkündür.Bu gebeliğin düşük olarak adlandırılması için 20 gebelik haftasından önce veta düşük meteryalinin 500 gr’dan küçük olması gerekmektedir.Daha önce bahsettiğimiz gibi gelişim sırasında oluşan bazı doğumsal anomalilerdüşüklere yol açabilemektedir.Bu anomaliler arasında T şeklinde uterus bikornis, septumlar sayılabilir.Bir başka sebepte rahim ağzındaki yetersizliklerdir.Böyle bir tespit halinde servix gebeliğin 3. Ayı civarında dikilmelidir (serklaj). Etki mekanizmaları tam bilinmemekle birlikte enfeksiyonların özellikle gebelikte geçirdikleri takdirde düşüklere yol açtıkları bilinmektedir.Bu enfeksiyonların arasında özellikle Toxoplasmosis gebelikte geçirilmesi tehlikeli enfeksiyonlardandır.Tekrarlayan düşüklerin en sık sebebi olarak gösterilen kromozom anomalilleridir.Çoğu zaman bu olgularda sebep bulunmaz.Düşükleri olan olgularda mutlaka anne ve babadan kromozom analizi yaptırılmalıdır.Tiroid hastalıkları,, diyabet ve polikistik over sendromlu olgularda tekrarlayan düşükler görülebilmektedir.

0 yorum

Yorum Gönder

Followers