Yazılara Abone Ol Yorumlara Abone Ol
http://idealkilo-zayiflamak.blogspot.com




Prostat erkekler için çok önemli bir organdır.Salgısıyla çocuk sahibi olmada gerekli bir bezdir.Her organ gibi prostatında çeşitli rahatsızlıkları olur.Özellikle ileri yaşlarda bu rahatsızlıklar kendini daha belirgin gösterir.
Prostat sadece erkeklerde bulunan önemli bir organdır.Her organ gibi prostatında çeşitli rahatsızlıkları olur.Özellikle ileri yaşlarda bu rahatsızlıklara yakalanma olasılığı yüksektir.
Prostat hastalıklarını  3 ana başlık altında toplayabilir ;
1- Prostatın ani ve kronik iltihaplanması ( Prostatitler )
2- Prostatın iyi huylu büyümesi ( BPH )
3- Prostat kanseri
PROSTAT NEDİR ?
Prostat bezi sadece erkeklerde olan bir organdır.Büyüklüğü bir kestane kadardır ve boyutlara yaklaşık olarak  25 yaşında ulaşır.Prostatın temel görevi ; sperm hücrelerinin taşınmasında görevli meni içerisinde yer alan sıvıların %15-20’sini üretmektedir.Ayrıca prostatın konumu gereği içinden idrar yolu geçmektedir.

PROSTAT HASTALIĞI NEDEN OLUŞUR ?
Prostat hastalığında yaşın önemi : Yaş ilerledikçe BPH (prostatın iyi huylu büyümesi ) ve prostat kanseri riskide artar.50 yaş altında %20-25 oranında olan BHP , 50 yaş üstünde %50 daha ileri yaşlarda %80’e varan oranlarda görülür.Prostat kanserli hastalarında büyük bir yüzdesi 65 yaş ve üstüdür.
Soyçekim : Özellikle ailesinde prostat kanseri olanlarda hastalık ortaya çıkma olasığı 2 kat arttığından kontrollere daha erken yaşta başlanılması gerekmektedir.
Irk : Prostat kanseri, beyaz ırkta ;  özelllikle Kuzey Amerika ve İskandinav kökenlilerde sık, Amerikan zencilerinde daha sık, buna karşın sarı ırkta çok daha düşük oranda görülür.Bölgesel beslenme farklılığıda prostat kanserine erken olmaktadır.
Beslenme : Hayvansal yağ ve kırmızı etten zengin beslenmede testosteron hormon üretimi artmasına bağlı kanserin gelişmesinin hızlandığı, aksine tahıl ağırlıklı lifli gıda ile beslenmenin ve soyalı ürünlerin falza kullanılmasının koruyucu olabildiği düşünülüyor.
PROSTATİT NEDİR ? PROSTATİT ÇEŞİTLERİ, PROSTATİT BELİRTİLERİ, PROSTATİT NEDENLERİ
Prostatitler, 20-45 yaş grubunu arasında izlenen ve prostat bezinin iltihaplanmasına bağlı birtakım bulgular içeren hatalıklar grubudur.Günümüzde prostatit tedavi seçeneklerinin geliştiği görülür.Buna rağmen ürolojinin tedavide zorlandığı inatçı, tedavisi uzun süren, tam ve net sonucun hemen alınamadığı bir hastalık grubu olduğunuda belirmek gerekir.
Prostatirler 4 ayrı çeşit klinik tabloyu barındırır ; bunlardan birincisi Akut Bakteriyel Prostatittir.Prostatitler arasında en ender izlenenancak klinik olarak en ciddi ve tehlikeli olanıdır.Şikayetler aniden başlar.Yüksek ateş, üşütme, titremei idrarı hiç yapamama veya damla damla idrar yapma, idrar yaparken şiddetli ağrı ve yanma, sık ve acil idrar yapma hissi, şiddetli, makata doğru yayılan bir ağrı ve bazen kanlı idrar yapma en yaygın izlenen bulgulardır.Hastalığın gelişimindeki temel mekanizma mikropların üretradan içeriye doğru ilerleyerek prostat kanallarına ulaşması ve burada hızlı çoğalarak şiddetli bir enfeksiyona neden olmalarıdır.Bu rahatsızlık şüphesi olan hasta hızla bir üroloji uzmanına görünmelidir.Zira prostata yerleşen bu bakterilerin kana karışıp ciddi bir klinik tabloya neden olabileceği unutulmamalıdır.Akut Bakteriyel Prostat ile hastaneye başvuran hastaların öenmli bir bölümü 2 veya 3 gün hastaneye yatırılarak tedavi edilebilir.Tedavide öncelikle hastalara güçlü enjektabl antibiyotikler başlanır ve hastalığın hafiflemesinin ardından hatalar taburcu edilirler.Fakat antibiyorik tedavisi ortalama 1 ay civarında devam etmektedir ki bu hastalığın kronikleşmesinin önüne geçilebilsin.
Prostatitin diğer bir çeşit Kronik Bakteriyel Prostatitidir.Bu olayın temelinde  de mikroplar yatar.Ancak bu grup porstatitler daha az önem arzeden belirtilerle seyreder ve yaşamı tehdit edici boyutu yoktur.Sık ve zorlu idrar yapma, hafif ateş sırtın alt bölümüned ağrı, makata vuran ağrı yine görülebilir ancak bu grubun özelliği belirtilerin ara ara ortaya çıkmasıdır.Bu nedenle bu prostatit grubunun diğer ismi Tekrarlayan Prostatittir.Prostat dokusuna antibiyotiklerin etki etmesi zaman aldığından tedavisi için uzun süreli ve prostat dokusuna geçebilen antibiyotikler denenmelidir.
Üçüncü sırada yer alan prostatitler Kronik Abakteriyel Prostatitlerdir.En sık görülen ve ne yazıkki tedavisi en güç olan gruptur.Bu nedenle hekimin amacı hastalığın tamamen tedavi etmekten ziyade hastanın rahatlatılması, bulgu ve belirtilerin en aza indirilmesi olmalıdır.Belirtlilerine bakıldığında en sık belirtisinin boşalmadan önce veya sonra özellikle testislerin altından başlaıp makata vuran bir ağrı ve rahatsızlık hissi olduğu görülür.Bu ağrı ve rahatsızlık hissi göbeğin alt kısmında ve peniste de olabilir.Ayrıca sık ve az idrar yapma, idrar yaparken yanma gibi bulgular olabilir.Cinsel fonksiyonlar bir miktar zayıflayabilir ancak ereksiyona kalıcı herhangi bir olumsuz etkisinin olmadığı bilinmektedir.Nedeninin ne olduğu düşünüldüğünde maalesef tüm bulgular teori bazındadır ve kesinleşmiş bir neden ortaya konamamaktadır.En güçlü teori önceki dönemlerde geçirilmiş mikrobik enfeksiyonlar teorisidir.Cinsel yolla geçen akıntılı hastalıkların tam olarak tedavş edilmemesi durumunda bu tip bir rahatsızlığa neden olabileceği unutulmamalıdır.Ancak Koli Basili ( E.coli ) adı verilen idrar yolu enfeksiyonlarının en sık nedeni olan bakterilerin cinsel ilişki ile geçen hastalıklardan daha sık olarak prostatite neden olacağıda unutulmamalıdır.
Diğer bir neden idrarı yapmaya engel bir durumun anormal işemeye neden olmasıdır ki bu anatomik  veya fizyolojik alt idrar yollarının darlığı ile ilgilidir.Kronik abakteriyel prostitte üçüncü neden otoimmun yada kabaca alerjik bir reaksiyon olabilir.Prostat sıvısının tetkiki esnasında burada alerji ile ilgili ajanların saptanması bunu akla getişmiştir.
Stres ve psikolojik gerginlik içinde olan insanlarda idrarı tutan kasın çokça kasılması yukarıda bahsedilen mekanizma ile bu hastalığa daha sık yakalanmasına neden olabileceği bilinmektedir.Bununla birlikte uzun yıllar bisiklet ve motosiklet kullanma, sürekli oturarak çalışan bir meslek grubunda olma ( uzun yol şöförlüğü vs. ) yine bu hastalığın gelişiminde etkili olabilir.
PROSTATİT TEDAVİSİ
Tedavi yöntemlerine bakıldığında tüm prostatit tiplerinde antibiyorik tedavisi temel yöntemdir.Eğer miktobiyolojik tetkikler neticesinde prostat sıvısında mikrobik ajan saptanmışsa buna uygun antibiyotik tedavisine başlanır.Saptanmazsa yani prostat sıvısında üreme olmazsa prostat dokusuna en çok girebilen antibiyotik grubundan bir ilaç tercih edilir ve 4-6 hafta kadar bu antibiyotikler hastaya verilir.Ancak bunların karaciğere yan etkileri olabileceğinden hastalar belirli aralıklarla karaciğer fonksiyon testleri ile kontrol edilmelidir.Bunun yanında prostatit hastalarına antibiyotiğin yanına mutlak surette antiromatizmal ilaç olarak bilinen ağrı kesicilerin özel bir türü de eklenmelidir.Bunu amacı ağrıyı kesmekten çok iltihabı reaksiyonun başlamasını engellemektir.Şayet prostatitli hastada işeme ile ilgili bulgular rahatsız edici düzeyde ise yani hastanın yaşam kalitesini bozuyorsa bu hastalara işemeyi rahatlatıcı Alfa Broker adı verilen ilaçlar ilaveten verilir.İlaç tedavisine rağmen işeme bulguları düzelmeyen ve ürodinamik tetkikler ile prostatın şişkinliğine bağlı olarak işemeyi zorlaştırdığı kanıtlanan hastalara T.U.I.P ( Tansuretal prostat insizyonu ) veya T.U.R.P ( Transüretal prostat rezeksiyonu ) ismi verilen kapalı prostat ameliyatları denenebilir.Fakat bütün rahatsızlıkların geçeceği gibi bir beklentinin olmaması özellikle belirtilmelidir.
Kronik prostatitlerin tedavi aşamasında tüm ilaçların yanında konservatif tedavi adı verilen ve hastanın yaşam tarzında yapacağı bir takım değişiklikleri kapsayan davranışlarda mevcuttur.Bunların başlıcaları şunlardır ;
Diyet Düzeni : Acı, ekşili ve baharatlı gıdaların tüketilmemesi, asitli içeceklerden uzak durulması
Cinsel Yaşam : Düzenli bir cinsel yaşam, daha doğrusu düzenlib ir boşalma planlanması çok önemlidir.Haftada 1-2 arasındaki boşalmanın hastalıkları oldukça rahatlattığı ancak arka arkaya boşalmaların prostatit  belirtilerini şiddetlendirdiği bilinmektedir.Bununla birlikte uzun süre boşalmamanın yine hastaların şikayetlerini arttırdığı unutulmamalıdır.
Oturma Banyosu : Hastalara önerilen haftada 3-4 gün dayanabildikleri derecede sıcak suya en az bel yüksekliğinde oturmaları ve 15-20 dakika bu şekilde beklemelerinin de tedavi edici olmasa da oldukça rahatlatıcı bir yöntem olduğu bilinmektedir.
Defeksiyon hastalar mutlaka hergün büyük tuvaletlerini düzenli yapmalı ve kesinlikle kabız kalmamaya özen göstermelidir.Bunlara ilaveten prostata direkt olarak bası yapan koltuklarda oturma, idrarı uzun süre tutma ve biriktirme, ayaklarda üşüme prostatitli hastaların iyileşmeni geciktiren ve şikayetlerini şiddetlendiren nedenlerdir.Hastalar mutlaka bunlara dikkat etmelidir.
Prostatit sınıflanmasında 4. Grubu  Prostatın Asempomatik Enfeksiyonu oluşturur.Burada herhangi bir bulgu, belirti ve şikayet yoktur.Herhangi bir nedenle prostat bezinin bir parçasının biopsi alarak incelenmesi veya ameliyatla çıkarılan prostat dokusunun patolojik incelenmesi neticesinde tanı konur.Herhangi bir önemi yoktur ve herhangi bir müdahale gerektirmez.
PROSTATIN İYİ HUYLU BÜYÜMESİ ( BHP )
Prostatın, iyi huylu büyümesi, ( BPH ) prostatın ikinci sıklıkla izlenen hastalığıdır.Bu rahatsızlık özellikle 45-50 yaşından sonra kendini hissettirmeye başlar.” Neden BHP olunur?” sorusunun en temel yanıtı şüphesiz erkek olmaktır.Zira BPH nedenleri  DHT isimli hormon, büyüme faktörleri ve yaşlanmadır.Hastalığın belirtileri ise idrar başlatma güçlüğü, idrar kesesini tam olarak boşaltamama, ıkınarak idrar yapma, kesik kesik idrar yapma, acil idrar yapma isteği, gece 2 veya daha fazla idrara çıkma ve zayıf idrar yapma şeklindedir.BHP sadece idrar konusuyla rahatsız edici bir hastalık olmakla birlikte kalmayıp başka rahatsızlıklara da enden olabilir.En korkulan BPH komplikasyonu böbrek yetmezliğidir.Zira idrar kanalında büyümüş prostat gibi bir engelin oturmasına bağlı idrarın tam olarak boşalmamasıyla, böbreklere yansımasına bağlı olarak böbrek yetmezliğine neden olabilir.Bunun haricinde mesaneden tam olarak atılmayıp orada devamlı kalan bir miktar idrara bağlı olarak tekrarlayan idrar yolları enfeksiyonuna ve mesane taşlarının oluşmasına  da neden olur.
PROSTAT BÜYÜMESİNİN TEDAVİSİ YÖNTEMLERİ
Hangi BHP hastasının tedavi edileceği ve hangisinin izleneceği hekimden hekime değişmektedir.Eğer bir BPH hastası herhangi bir aktivite planı yaparken önce o yöredeki tuvaletleri kafasında haritalıyorsa, sabah uyandığında tüm gece tuvalete kalktığı için yorgun ve gergin ise, işeme problemleri yüzünden kendini eve daha bağımlı hissediyor ve kendi sosyal yaşamını kısıtlıyorsa artık tedaviye ihtiyacı vardır.BHP tedavini başka 2 ana başlık altında toplayabilir.İlaç tedavisi ve cerrahi tedavi.İlaçla tedavi olan hastaların yaşamlarında yapacakları küçük değişikliklerle daha rahat olacakları unutulmamalıdır.Akşam 20:00’den sonra gereksiz su ve idrara çıkarıcı ( çay, kahve vs. ) sıvılardan uzak durmak sık sık idrar yapmayı denemek ve idrar kesesinin bu şekilde sürekli boş kalmasını sağlamak, alkol  ( özellikle bira ) kullanmamak, çok mecbur kalmadıkça nezle ve grip için tavsiye edilen ilaçları kullanmamak, uzun süre oturmamak, ayakları üşütmemek, kabız kalmamak bu değişikliklerden akla ilk gelenlerdir.BHP’nin cerrahi tedavisinde iki yöntem kullanılabilir.Bunlar halk arasında bilinen tabiriyle açık ameliyat ve kapalı ameliyattır.Hastanın ameliyatının açık mı kapalı mı olacağı prostatın boyutu ile ilgilidir.

0 yorum

Yorum Gönder

Followers